ads

17 Mart 2011 Perşembe

Uranyum toryum elementleri özellikleri nerede çıkarılır?

Çanakkalenin Ezine İlçesine bağlı Geyikli beldesinde deniz kenarında yapılan ölçümlerden sonra radyasyon değerlerinin yüksek çıkması ile yapılan inceleme sonucu Türkiyenin En zengin Uranyum ve Toryum Yataklarının burada olduğu ortaya çıktı !!!
Buradaki Toryum ve Uranyum madenlerinin yerinde kullanımı sonucu Türkiyenin Süper güç bir ülke olabileceği söyleniyor.
Sembol: U

Atom numarası: 92

Atom ağırlığı: 238.02891 g/mol
Oda koşullarında (25°C 298 K): Metalik gri katı
Metal
f-blok elementi
Uranyum, 1789 yılında Martin Heinrich Klaaproth tarafından keşfedildi. 1841yılında Eugene-Melchior Peligot tarafından izole edilmiştir. Radyokatif olduğu ise 1896 yılında Henri Becquerel tarafından bulunmuştur.
Uranyumun cama katıldığı zaman ilginç sarı-yeşil bir renk verir. Zayıf radyoaktif
elementtir. Yüksek yoğunluğa sahiptir. Çelikten daha yumuşaktır. Kurşundan %65 daha yoğundur. 3 tane allotropu vardır.
· Alfa (ortorombik) 667.7°C nin üzerinde karalıdır.
· Beta (tetragonal) 667.7 C - 774.8°C arasında karalıdır.
· Gama (kübik) 774.8°C dan erime noktası arasında kararlı (bu sıcaklıkta dövülebilir ve yumuşak formda)
Uranyum mineralleri , uraninit, autinit, tobernit, koffinittir. Minerallerde bulunan uranyum kimyasal reaksiyonlar sonucunda uranyum okside veya diğer formlarına dönüştürülür.Metal olarak uranyum, KUF5 ve UF4 bileşiklerinin elektrolizi ile elde edilir.
Çok saf uranyum ise halojenlerinin termal bozunması ile elde edilir.
Sembol: Th

Atom numarası: 90

Atom ağırlığı: 232.0381 g/mol
Oda koşullarında (25°C 298 K): Gümüşümsü beyaz renkli metalik katı
Metal
f-blok elementi
Toryum metali ilk olarak 1828 yılında İşveçli kimyager Jöns Jacob Berzelius tarafından keşfedilmiştir.
Toryum nükleer güç kaynağıdır. Havada kararlıdır. Parlaklığını aylarca muhafaza edebilir. Toryum oksit (ThO2) bileşiği, oksitler arasında kaynama noktası (3300°C). en yüksek olan oksittir.
Bilinen minerali monazit (Ce, La, Nd, Th, Y)PO4 tir.

Dünya toryum kaynakları

ÜLKE REZERV (ton ThO2) %



  • Türkiye = 800.000
  • Avustralya = 300.000
  • Hindistan = 290.000
  • Norveç = 170.000
  • ABD = 160.000
  • Kanada = 100.000
  • Güney Afrika = 35.000
  • Brezilya = 16.000
  • TOPLAM =1871 milyon ton

Türkiye'nin toryum rezervi ve yapılan çalışmalar

1959 yılı sonlarına doğru MTA tarafından yapılan araştırmalar sonucunda, Eskişehir’e bağlı Sivrihisar ilçesinin kuzey batısında, Kızılcaören, Karkın ve Okçu Köyleri arasında yer alan 15 km2‘lik bir sahada, toryumun yanı sıra nadir toprak elementleri, barit ve fluorit de içeren karmaşık yapılı yataklara rastlanmıştır. 1977 yılında MTA tarafından hazırlanan rapora göre bölgedeki cevherin ortalama tenörü % 0,21 ThO2 olup, toplam rezerv yaklaşık 380 000 ton ThO2 civarındadır. Toryum, monazit ve torobastnazit minerallerinin kafes yapısında yer almaktadır. Toryum tenörü, seçme numunelerde % 3′e kadar çıksa da yatağın ortalaması % 0,2′dir. Toryum ihtiva eden Sivrihisar cevher yatağındaki, Yaylabaşı ve Kocayayla bölgelerinde yeterli sayıda sondaj yapılamadığından bu bölgelere ait kesin rezerv tespiti mevcut değildir. Bu bölgelerle birlikte, Malatya-Hekimhan-Kuluncak, Kayseri-Felâhiye ile Sivas ve Diyarbakır il sınırları içinde rastlanan toryum yataklarında gerekli çalışmaların yapılması sonucunda, ülkemiz toryum rezervinin artacağı tahmin edilmektedir. Bulunan ve araştırılmakta olan toryum yatakları ile, Türkiye’nin, dünyanın en büyük toryum rezervine sahip ülkelerden biri konumunda olduğu söylenebilir. Anadolu’da, toryumun çıktığı yerde ot bitmediği, söylenir. Teknolojik sorunların çözülebilmesi şartıyla, Türkiye, nükleer enerji hammaddesi olan toryum açısından önemli bir potansiyele sahiptir ve zenginlik sınıflandırmasında toryum madenimiz çok zengin maden sınıfında bulunmaktadır. Dünya maden potansiyeli içerisinde ülkemizin payına bakıldığında ise, toryum (basnazit) madeninde önemli miktarda rezerve sahip olduğumuz görülmekte ve rekabet gücümüzün yüksek olduğu anlaşılmaktadır. Ancak ortalama tenörün düşüklüğü (% 0,2) ve rezervin yapısının karmaşık olması, toryumun tek başına ekonomik olarak çıkarılabilirliğini güçleştirmektedir.
Eskişehir Sivrihisar yöresi cevherinde bulunan mineraller ile nadir toprak elementleri ve toryumun ayrılma/saflaştırma teknolojisinin geliştirilmesi konusundaki çalışmalar 2003 yılından beri TAEK, MTA ve ETİ-Holding tarafından ortaklaşa yürütülmektedir. Bu çalışmalar sonucunda elde edilmesi planlanan toryum oksidin ayrılma/saflaştırma teknolojisinin geliştirilmesi ile enerji sektöründe kullanılabilirliği araştırmaları, TAEK’de “Nükleer Yakıt Teknolojisi Geliştirilmesi” projesi kapsamında yürütülmektedir. Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü’ne ait bu maden sahasında, 9. Kalkınma Planı döneminde (2007 – 2013), gerekli yatırımlar yapılarak üretime geçilebileceği ümit edilmektedir.
Aralık-2007′de yapılan çalışmalar hakkında bilgi veren Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, ‘Bakanlık olarak toryumun nükleer enerji üretiminde kullanılması konusunda 90′lı yıllardan beri önemli çalışmalar yaptıklarını, toryumu nadir toprak elementlerinden ayrıştırmayı başardıklarını’ açıklamıştır.
Nükleer yakıt olarak kullanılan uranyumla ilgili yakıt teknolojisi pek çok ülkede mevcuttur. Üretilen yakıt uranyum fiyatları ise düşük oranlarda (Ekim-2005’de 81,25 $ / kgU) seyretmektedir. Dünyadaki uranyum stoklarının ve rezervin fazlalığı nedeniyle görünür gelecekte yakıt maliyetinde fazla bir değişim beklenmemektedir. Ayrıca nükleer enerjide yakıt maliyetinin toplam üretim maliyeti içindeki yeri de oldukça azdır (yaklaşık % 10–12). Bu arada, nükleer santrallerin bir özelliği de taze yakıtın kolayca depolanabilmesidir. Böylelikle uzun süre yakıt üreticilerine bağlı kalmadan enerji üretimi mümkün olmaktadır. Bu gerçekler ışığında, dünyada uranyuma olan talebin devam edeceğinin kaçınılmaz olduğu söylenebilir. Ülkemizde şimdilik bulunduğu tespit edilen toplam 9 129 ton U3O8’e denk uranyum rezervlerinden elde edilecek uranyumun, günümüz şartlarında yakıt olarak kullanılması, dünya piyasalarıyla karşılaştırıldığında, ekonomik gözükmemektedir.
Uranyumun yanı sıra ülkemizde şimdilik bulunduğu belirlenen toplam 380 000 ton ThO2 ’e eşdeğer toryum rezervinin ise ortalama tenörü (yaklaşık % 0,2) oldukça düşüktür. Unutulmaması gereken bir diğer husus da toryumun tek başına fisil madde, yani nükleer yakıt, olmamasıdır Günümüzde dünyada toryum tabanlı yakıt çevrimi ticari olarak kullanılmamaktadır. Bu nedenle ülkemizde bulunan toryum kaynağının ekonomikliğinin değerlendirilmesi kolay değildir. Ekonomikliği bugün için sorgulansa bile, uranyum ve toryum yerli kaynaklarımızın varlığı, gelecekte nükleer enerji kullanımında ülkemiz için bir güvence oluşturmaktadır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

ads2