ads

20 Ekim 2011 Perşembe

Deniz Taşıtları nelerdir - Deniz taşıtları tarihi - Taşıt kanunu



Kara taşıtlarından, henüz hiç sözünü etmediğimiz deniz ulaşımına geçelim. Daha önce anlatılmamasının nedeni, Yunanlıların ve onlardan öncekilerin su üstü ulaşımında geri olmaları değildir; Cilâlı Taş Çağı'nda bile su üstü ulaşımı bilinmekte ve uygulanmaktaydı. Hatta geminin arabadan önce icat edilmiş olması da olağandır. Öyle ya, ağaç kütüğünü oyarak basit bir kayık yapmak, dingil ve tekerleği gerektiren arabanın icadından daha kolay değil midir? Hatta gemiciliğin, suyollarının karayollarından daha kısa ve kullanışlı olduğunun fark edildiği günden başlayarak gelişmiş olduğunu kabul etmek, daha akla yakındır. Güzel bir yaz günü, körfezin karşı kıyısına geçmek için kestirmeden denizi aşmak varken, tepeleri ve koruları aşarak karayolundan gitmek zorunda kalırsak, buna hangimiz üzülmeyiz?

Geminin icadını şu ya da bu halka mal etmekten kaçınmamız yerinde olur. Gemi yolculuğunun, ta ilk zamanlardan beri dünyanın her yanında uygulandığını kesin olarak kabul etmeliyiz. Yunan gemiciliğine öteki ülkelerdekinden (sözgelişi, Çinlilerden ve İskandinavlardan) fazla önem verişimiz. Yunanlı gemicilerden birinin adının "Ulysse" (Odusseus) oluşundan ve Homeros adlı ünlü şairin onu ölümsüzlüğe kavuşturmasındandır

Gerçektende, ilk klasik gemiciyi gözümüzde canlandırmamıza imkân veren Homeros'tur. Şair, kahramanını: "Kabaca işlenmiş birkaç ağaç kütüğüne hayatını emanet etmiş ve dalgalara meydan okuyan bir yiğit," diye tanımlar. Klasik bir tanım, ama onu ta tarih öncesine kadar, çok gerilere götürmemiz gerekir, işte o zaman, M.Ö. III.-II. binde bile nasıl olumlu bir gelişmeye ulaşıldığını anlarız.

Daha iyisi, Louvre'a bir gidelim ve Mısır kayıklarının resimlerini gözden geçirelim. Bunlar, birkaç çift kürekçinin çektiği uçları kıvrık gondollardır. Yön, dümenle belirlenmekte, dümenci pupada oturarak gondola belirli açılar vermektedir. Daha büyük hacimdeki gemilerde, dümen yerine çark kanadı kullanılmaktaydı. Çark kanadının görevi, artık teknenin ekseni üzerinde değişik eğriler vermek değil, bir bağlama sistemiyle dikey tutturulduğundan, mili çevresinde dönme hareketi sağlamaktı. Bu haliyle, gerçek bir dümenin ilkel şekline varmış oluyorlardı; ama daha da ileriye gidemeyeceklerdi. Çünkü dümen için menteşe şarttı ve henüz bilinmiyordu bu.

Fenikeliler, Mısır "Gondol"larını geliştirdiler, uzattılar. Bunların iki uçları, ön ve arka kasara (geminin baş ve kıç tarafında ,asıl güverteden yüksek olan kısa güverte.) biçimini aldı, boyu yirmi metreyi, su iç derinliği de iki metreyi buldu. Sanayici, tüccar, armatör ve korsan bir halk olan Fenikeliler, Akdeniz'deki üstünlüklerini bu gemiler sayesinde kurdular. Hatta Karadeniz'e ve Atlas okyanusuna çıktılar.

Bu sürekli yolculuklar, onları mevsime göre değişen rüzgârları incelemeye ve -pusula bilinmediğinden- yıldızlara bakarak yön bulma yöntemini keşfetmeye götürdü. Gemiciliğin ilk kurallarını da belirleyerek edindikleri bilgileri derlediler. Bu kurallar, derme çatma sayılmasalar gerekti; çünkü Firavun Nekao, M.Ö. 600 yılında bunlara dayanarak Afrika'nın çevresini dolaşmış ve Bartolomeo Diaz'dan yirmi yüzyıl önce Ümit burnunu aşmayı başarmıştı.

Şimdi bu dönemi geçip üç dört yüzyıl ileriye giderek Yunan tarihinin altın çağında Atina'nın limanı Pire'yi ziyaret edelim: Rıhtımına 40 metre uzunluğunda 300-400 tonajlık gemiler yanaşmış. Bunlar, pupadaki çift kat kürekle idare edilmekte ve yelkenle hareket etmekteler Donatımı, son derece basit: Hepsi de yatay birer serene bağlanmış tek kare yelken taşıyor. Kaldı ki, direk çarmıhlara dik tutulduğundan, kaptan sadece pupadan ya da gerektiğinde, yan-arkadan esen rüzgârla yol alabilir. Başka bir gidişin gemiyi alabora etmesi işten bile değildir.

Ancak, savaş gemilerinin bu çeşit sınırlandırmalarla engellenmesine imkân yoktu elbet. Bu nedenle, savaş donanması, su altı derinliği 3.50 metre olan üç sıra kürekli kadırgalardan meydana getirilirdi. Yelkenden başka sayıları bazen üç yüze varan kürekçiler de bulunurdu: Sıkı bir disiplinle idare edilişi, ayrıca pruvaya (geminin ön tarafına) eklenen madeni mahmuz, bu gemileri korkunç savaş araçları haline getirmekteydi. Buna son şeklini almış olan çapayı ve istenen yerde durmayı sağlayan dikey demiri, çipo'yu da eklemek gerekir.

Ancak bu tekneler, İskenderiye'nin sonraları denize indireceği kocaman gemilerin yanında neydi ki? Karınca yuvası gibi kaynayan Siraküza limanındaki şu göz kamaştırıcı gemiye bir bakın hele: II. Hieron'un komutasındaki bu gemi, Korintli Arşias'ın tersanelerinde inşa edilmiş. 5.000 tonajlık hacmi var ve 3.900 ton tutarında mal taşıyabiliyor. Yolcular, özel kamaralarında kalıyor ve lüks salonlarda vakit geçiriyorlar. İskenderiye-Siraküza yolunu, altı günde alabilen bu dev gemide 600 tayfa hizmet ediyor, 300 asker de onlara eşlik ediyor.

Birkaç yüzyıl atlayarak. Roma egemenliğinin en parlak cağında 6 kilometrelik rıhtımı, 112 hektarlık havuzlarıyla Akdeniz ticaretini Roma'ya bağlayan Ostia limanına gidelim. Kalyonları, Ben Hut'un ünlü üç sıra kadırgalarını ve Arşimet'ten bu yana pek önemli bir gelişme göstermemiş olmakla birlikte 200 yolcu ve 3.400 hektolitre buğday taşıyabilecek kapasitedeki kabotaj (bir ülkenin iskele ya da limanlan arasında işleyen gemiler; bu gemileri işletme işi.) gemilerini selâmlayalım. Bunlar İskenderiye’den Roma'ya sadece on günde gidiyor... Romalılar, rüzgârları iyi tanıdıklarından, yolculuklarını Hint okyanusuna; oradan da kervanlarla Çin'e kadar uzatabiliyorlar.


DENİZ VE IRMAK GEMİCİLİĞİ

Kristof Kolomb zamanındaki, 1.600 tonajlık, 1.200 kişiyle 200 top taşıyan yelkenliler ve 100-200 tonajlık küçük gemiler de gelişmişti. XIII. Louis 70 metre uzunluğunda, 15 metre genişliğinde, 72 top taşıyan ve 15.000 metre kare yelkenleri olan bir gemiyi 1638'de denize indirdi. XIV. Louis zamanında, özellikle Fransız ve Hollandalılar sayesinde düzenli yolcu seferleri başladı. Gemilerin uzunluğu hâlâ 60 metreyi geçmiyordu, ama denge sağlayıcı yan omurgaları, bir kablo aracılığıyla idare edilen çember dümeni ve mükemmel manevra kabiliyeti sağlayan sayısız kare yelkenleri vardı. Kat kat uzanan güvertelerdeki namlular, düşmana 500-600 metre yaklaşınca ateşe başlarlardı.

1624 yıllarında bir Hollandalı fizikçi, elips biçiminde keresteden yapılmış ilk denizaltıyı suya indirmişti. Yukarı aşağı işleyebilen küreklerle yol alan bu gemi, Westminster'den Greenwich'e doğru dört metre derinlikte, iki mil kadar ilerleyebilmişti.

Gemiciliğe paralel olarak limanlar da gelişmekteydi. Gemilerin limanlara girişini güvenliğe almak için kıyı dalgakıranları inşa etmek, karaya yanaşabilmeleri için havuzları derinleştirmek ve yüklerini boşaltabilmek için rıhtımları uzatmak gerekiyordu. Hamburg, Amsterdam, Le Havre, Liverpool, Nantes, Bordeau,Lisbon gibi deniz limanları durmadan büyüyor, Anvers, Londra gibi ırmak limanları gelişiyordu.

Suyolunun avantajları uzun zamandan beri bilinmekteydi. Ticaret trafiğinin gerektirdiği, tarifelere göre düzenli işleyişe en iyi suyolu karşılık verebiliyordu. Üstelik itici güç burada, karayollarından daha yüksek verim sağlıyordu. Tonlarca yükün dağları ve vadileri aşması için kaç beygire ihtiyaç vardır? Oysa, bunlar küçük bir mavnaya yüklendikten sonra, kıyıdan tek bir beygirle çekilebiliyordu. Akarsuyun bu işe uygun olmadığı yerlerde de kanallar açmak zorunlu oluyordu. Venedik'in olağanüstü gelişmesi ve önemi, sahip olduğu kanal şebekeleri sayesinde Batı Avrupa ile doğu ülkeleri arasında bağlantı sağlayabilmesinden ileri gelmiyor muydu? Bunu, daha sonra. Kuzey ve Orta Avrupa ile Amerika arasında, Amsterdam yapmaya başladı.

İtalya, Rönesans'ta uygarlığın öncülüğünü yapmıştı; araştırmacıların zekâlarını kanal tekniği yönünde de işletmeleri beklenirdi. Lombardiya, arklarla sulama sistemini XI. yüzyılda uyguladı. XII. yüzyılda Tessin'in, XIII. yüzyılda da Adda'nın yatağını değiştirmeyi başardılar. Su işleri tekniği yaygınlaşıyordu. Hollanda ve Fransa ilk tasarılarını hazırladılar. XV. yüzyılda Seine'de Eure'den Troyes'a kadar gemiler işlemeye başladı. XVI. yüzyılda, Fransız mühendisi Adam de Craponne (1527-1576), Ourance ile Rhone sularını birleştiren bir kanal yaptı.

Mühendis Domenico kardeşlerin (XV. yüzyıl) geliştirdiği 'çifte kapılı tasfiye havuzu' en son mükemmelliğine erişti. IV. Henri 1604'te Briare'da kanal şantiyeleri açtırdı. Bu iş, Tourslu mühendis Hugues Crosnier'ye verildi ve 1642'de işletmeye açıldı. Kralın bir suikasta kurban gitmesi, iç kargaşalıklar ve savaşlar nedeniyle bu iş oldukça uzamıştı. Bununla birlikte resmi makamlar ve mühendisler heyecan yaratan bir proje hazırladıkları için çalışmalar sürdürülmüştü. Proje, Okyanus'la Akdeniz'i bir kanalla birleştirmekti ama, bu yüce kişiler, hiç bir şey gerçekleştiremediler. Uygulanabilir bir planı sonunda Languedodu basit bir vergi memuru olan Pierre-Paul Riquet (1604-1608) teklif etti ve Colbert'in de desteğiyle 1667'de ilk kazmayı vurdu. Eserinin sona erdiğini (1681) görmenin kıvancına erişemediyse de, Riquet'in onur verici bir işi başardığı tartışmasız kabul edildi.

Bu çağda Hollanda'da iç suyolları gemiciliğinde büyük gelişmeler görülmüştü. Sanayi ve tarım merkezleri, mavna seferleriyle birbirlerine bağlanmıştı. Sözgelişi Delft ile Rotterdam arasında en az on altı tekne işlemekteydi. Bu ulaşım araçlarının düzenliliğinden suyolunda sarsıntı olmadığı için rahatlığından ve ucuzluğundan ötürü, insanlar, âdeta eşyalara imreniyorlardı... Çünkü bunlar ırmaklar boyunca keyifli keyifli giderlerken, insanların, yoldan başka her şeye benzeyen, atların ayaklarını ya da arabaların dingillerini kırdıkları şoselerde eziyetli yolculuklara mahkûm edilmeleri haksızlık değildi de neydi? Bu nedenle de XV. yüzyıldan başlayarak insanların da suyoluyla taşınması tasarlandı. Bu girişimler, XVII. yüzyılda resmiliğe büründü ve suyoluyla düzenli şekilde insan taşıma işi ancak o zaman gerçekleştirilebildi. Böylece "su arabaları", kara arabalarıyla ciddi bir rekabete başladı.

Su arabaları, Fransa'da 1625'te Paris-Tours arasında işlemeye konuldu. Bunu Auxerre, Lyon, Nantes "hatları" izledi. Yolculuk uzun sürüyordu, ama en az üç kat daha ucuz ve kara taşıtlarıyla kıyaslanamayacak kadar da rahattı. Yolcu taşıyan şık ve süslü vapurlarda yolculara ayrılan bölümlere, manzarayı seyredebilmeleri için baştan başa cam takılmıştı.

TAŞIT KANUNU
Kanun Numarası : 237
Kabul Tarihi : 5/1/1961
Yayımlandığı R. Gatezete : Tarih: 12/1/1961 Sayı: 10705
Yayımlandığı Düstur : Tertip: 4 Cilt: 1 Sayfa: 1529
Kanunun şümulü:
Madde 1 - a) Genel bütçeye dahil dairelerle katma ve özel bütçeli idareler ve bunlara bağlı sabit ve döner sermayeli müesseseler,
b) İktisadi Devlet Teşekkülleri ve özel kanun ve kararnamelerle kurulan her çeşit banka ve teşekküller,
c) Yukardaki (a) ve (b) fıkralarında yazılı daire, idare, banka, teşekkül ve müesseselerin sermayesinin yarısından fazlasına sahip bulundukları teşekkül ve müesseseler,
d) (Değişik: 7/2/1990 - 3612/46 md.) Kamuya yararlı derneklerden Başbakanlıkça lüzumlu görülenler tarafından kullanılacak taşıtlar bu Kanun hükümlerine tabidir.
Madde 2 - Traktör, arazöz, motorla işleyen her çeşit ziraat ve inşaat makineleri, hava taşıtları münhasıran askeri maksatlar için kullanılan ve ordunun silah ve teçhizatından madut bulunan taşıtlar bu kanun hükümlerine tabi değildir.
Tarifler:
Madde 3 - a) Kurum: 1 inci madde hükmüne giren bütün daire, teşekkül ve müesseseleri,
b) Taşıt: Motorlu ve motorsuz bütün ulaştırma araçlarını,
c) Arazi binek: Bütün tekerlekleri muharrik binek taşıtlarını,
d) Kaptı kaçtı: Asgari iki sıra oturma yeri bulunan kapalı ve insan taşımaya mahsus taşıtları,
e) Arazi kaptıkaçtı: Bütün tekerlekleri muharrik olan kaptıkaçtıları,
f) Pikap: Şoför mahallinde şoför dahil 3 kişiye kadar oturacak yeri ile arkasında azami 1750 kilograma kadar yük taşımak için yeri bulunan motorlu taşıtları,
g) Arazi pikap: Bütün tekerlekleri muharrik olan pikapları,
h) Panel: Yük taşıma yeri tamamen kapalı olan pikapları,
ifade eder.
Taşıt verilecekler:
Madde 4 - Emirlerine ve zatlarına binek otomobili verilenler (1) sayılı cetvelde, makam hizmetlerine tahsis edilen taşıtlar (2) sayılı cetvelde gösterilmiştir.
Madde 5 - Birinci maddede yazılı kurumlar daimi hizmetleri için Bakanlar Kurulundan karar almak şartıyla yalnız birer hizmet arabası bulundurabilirler. Bu hizmet arabaları ihtiyaca göre Station Wagon binek, kaptıkaçtı tiplerinden biri olabilir.
Madde 6 - Kurumlar (1) ve (2) sayılı cetvellerde yazılı makam ve hizmetler için hizalarında gösterilen arabalardan fazla taşıt bulunduramıyacakları gibi daimi hizmetler için beşinci maddede yazılı tipte bir arabadan fazla araç kullanamazlar.
Devlet daireleri ve kurumların daimi ve devamlı hizmetleri için kullanacakları taşıtlar:
Madde 7 - Devlet daireleri ile 1 inci maddede yazılı kurumların daimi ve devamlı hizmetlerinde taahhüt yolu ile ifası mümkün ve caiz olmayan veya daha pahalıya malolacağı dairesince anlaşılan işleri için kaptıkaçtı (Lüks olanlar hariç) arazi binek, arazi kaptıkaçtı, pikap, arazi pikap, panel, kamyonet, kamyon, otobüs, cankurtaran, ambulans, cenaze arabası, motosiklet, motorlu ve motorsuz, sair kara, deniz taşıtlarından (Binek ve Station Wagon taşıtları hariç) ihtiyaçları kadar kullanabilirler.
Kullanılacak bu taşıtların, muayyen ve standart tipte, lüks ve gösterişten uzak, memleket yollarına elverişli ucuz ve ekonomik olanlarından temin olunması şarttır.
Bu taşıtlar münhasıran resmi hizmetin ifasında kullanılmak üzere daire veya kurumlarının sorumlu makamlarınca tevzi ve tahsis olunurlar.
Şehir ve kasabalarla demiryolları istasyonlarından ve gündelik muayyen tarifelerle işleyen Devlete, belediyelere ait taşıt güzergahından uzak bulunan mevkilerdeki teşkilat ve işyerlerinde devamlı veya geçici olarak görevli memur, subay ve hizmetlileri ve bu mevkide oturan ailesi efradını ve okula giden çocuklarını oranın bağlı bulunduğu şehir ve kasabaya veya en yakın muayyen tarifeli taşıt güzergahına götürüp getirmek için birinci fıkrada yazılı taşıtlardan tahsis edilebilir.
Şehir ve kasaba hudutları içerisinde olmakla beraber tren, otobüs gibi gündelik muayyen tarifelerle işleyen taşıt güzergahından uzak bulunan münferit mevkilerdeki teşkilat ve iş yerlerinde devamlı veya geçici olarak görevli memur ve hizmetlilerin bu mevkiler ile en yakın muayyen tarifeli taşıt güzergahına götürüp getirilmesi için de bu taşıtlar kullanılabilir.
Devlet dairelerinin sıkışık bulunduğu büyük merkezlerde işletilen muayyen tarifeli taşıtlarla memurların zamanında iş başında bulunmalarını temin edecek yeterlikte olmadığı hallerde kurumlarca ve Devlet dairelerince memurlar için otobüs seferleri ihdas olunabilir.
Bu otobüsler Ulaştırma Bakanlığınca hazırlanacak ve Bakanlar Kurulunca tasdik olunacak esaslar dairesinde işletilebilir.
Madde 8 - Bu kanuna bağlı (2) sayılı cetvelde yazılı taşıtlar yalnız hizalarında gösterilen hizmetlerde kullanılabilirler. Tören, hususi ve resmi davetlerde makamı işgal eden zatlar refakatlerine ailelerini de alabilirler. Kurumlara ait hizmetler için memurlar da makamı işgal eden zatın refakatinde veya makamın müsaadesiyle bu taşıtlara binerler.
Kurumların satın alacakları taşıtların bedeli:
Madde 9 - Kurumların satın alacakları taşıtların azami satınalma bedelleri, her yıl bütçe kanunlarına bağlı cetvellerde gösterilir.
Bu bedeller, orta sıklet ve vasati fiyatlar nazarı itibara alınmak suretiyle tesbit edilir.
Madde 10 - Genel ve katma bütçeli dairelerce bu kanuna göre satın alınacak taşıtların cinsi, adedi ve hangi hizmetleri için satın alınacağı her yıl bütçe kanunlarına bağlı (R) işaretli cetvelde gösterilir.
(Değişik: 15/6/1965 - 631/2 md.) Genel bütçeye dahil dairelerin satınalabilecekleri taşıtların bedelleri kendi bütçelerinde özel bir tertibe konulur. Ancak bu Kanuna bağlı (1) sayılı cetvelde yazılı "İl Valileri" taşıtları, İçişleri Bakanlığınca lüzum görüldüğü takdirde, gelir durumu müsait olan il özel idare bütçelerinden de satın alınabilir.
Diğer kurumlar tarafından bu kanun gereğince taşıt satın alınabilmesi ancak satın alınacak taşıtın kullanılacağı hizmet, taşıtın cinsi ve muhammen bedeli gösterilmek suretiyle önceden alınmış Bakanlar Kurulunun müsaadesine tabidir.
(Ek: 30/5/1963 - 240/1 md.) Elçilik ve delegeliklerin ihtiyacı için satın alınacak taşıtların bedelleri Dışişleri Bakanlığı bütçesinde özel bir tertibe konulur.
Madde 11 - Genel ve katma bütçeli dairelerin kullanmakta oldukları taşıtların sayısı, cinsi, markası, satın alma tarih ve bedelleri, bir evvelki yıla nazaran vukubulan değişiklik ve sebepleri her yıl bir cetvel halinde tesbit ve o yılın bütçe kanunu tasarısı gerekçesine eklenir.
Madde 12 - (Değişik birinci fıkra: 15/6/1965 - 631/3 md.) Bu kanunla kullanılmasına cevaz verilen taşıtların işletme ve onarma masraflariyle vasıtayı kullanacak personelin her türlü istihkakları, taşıtın satınalındığı kurumlar bütçelerine konulacak ödeneklerle karşılanır. Ancak, bu kanuna bağlı (1) sayılı cetvelde yazılı "İl Valileri" taşıtları ile (2) sayılı cetvelde yazılı "kaymakamlıklar" taşıtlarının onarma ve işletme masrafları, genel bütçeye konulan ödeneği tükendiği takdirde, özel idare bütçelerinden de karşılanabilir.
Mülga 2. fıkra: 30/5/1963 - 240/5 md.)
(Değişik: 24/9/1979 - KHK 31/1 md.) Resmi taşıtların savurganlığa yol açılmadan, bütçe olanaklariyle uyumlu bir biçimde kullanımını sağlamak üzere;
a) Akaryakıt, yağ ve diğer ikmal gereksinimlerinin ve onarma işlerinin sağlanması,
b) Gereğinde bunların yönetimlerinin tek elden yapılması,
c) Bakım, onarım, ikmal ve yönetim işlerinin yürütülmesinde, gerektiğinde, belli kurumlara görev verilmesi,
d) Ekonomik olmayan taşıtların ekonomik olanlariyle değiştirilmesi, için gerekli yöntemler Bakanlar Kurulunca saptanır.
Taşıtların satılabilmeleri:
Madde 13 - Bu kanunun konusuna giren taşıtların satılabilmeleri, ya tahsis edildiği hizmet konusunun artık kalmamış olmasına veya ekonomik ömrünü doldurmuş bulunmasına bağlıdır.
Bu taşıtların ekonomik ömürlerini doldurmuş olmaları hali ilgili dairesinin teklifi üzerine Karayolları veya Devlet Su İşleri idaresinden bir makine uzmanı, kurumun yetkili bir personeli ile trafik teşkilatından bir uzmandan teşekkül edecek komisyon tarafından verilecek raporla belirtilir. Bu raporlar kurumun bağlı olduğu bakanlıkların tasvibine sunulur. Bu taşıtlar yürürlükte bulunan hükümlere göre satılır.
Hizmet konusunun kalmaması halinde taşıtlar gereği yapılmak üzere Devlet Malzeme Ofisine devredilir.
(Ek fıkralar: 30/5/1963 - 240/2 md.) Dış temsilciliklerdeki taşıtların ekonomik ömürlerini doldurmuş olmalarına mahalli temsilciliklerce tanzim ve tasdik edilecek rapor üzerine Dışişleri Bakanlığı ve Maliye Bakanlığınca karar verilir.
Gerek bu suretle hizmetten çıkarılan, gerek hizmet konusu kalmamış veya en az kullanma süresini doldurmuş bulunan dış temsilciliklere ait taşıtların mahallinde veya yurda getirilmek suretiyle satılması hususunda en tasarruflu yolu seçmeye Dışişleri Bakanlığı ile Maliye Bakanlığı yetkilidir.
Yurda getirilmek suretiyle satılmasına karar verilen taşıtların gümrük ve diğer her türlü ithal vergi ve resimleri bu taşıtların Devlet Malzeme Ofisince satışları anında Gümrük Kanununa göre tesbit edilecek normal kıymetleri üzerinden gümrük idaresince tahakkuk ve satışı mütaakıp Devlet Malzeme Ofisi tarafından ilgili gümrüğe ödenir.
Kayıt, tescil ve verilecek plakalar:
Madde 14 - Bu kanunda yazılı kara taşıtlarının 6085 sayılı kanun gereğince Trafik Şube ve bürolarına, deniz taşıtlarının alakalı dairelere kayıt ve tescil ettirilmesi mecburidir. Taşıtlara, taşıtın cinsine ve tahsis edilen makam veya hizmetlere göre İçişleri Bakanlığınca belirtilecek şekil, renk ve alameti taşıyan birer plaka konur.
Trafik şube ve büroları veya diğer alakalı daireleri bu kanunda yazılı taşıtlar dışında hiç bir makam ve şahıs için aynı şekil ve renkte plaka ve numara veremiyecekleri gibi hiçbir makam ve dairede kendiliklerinden plaka ihdas ve istimal edemezler.
Kanuna bağlı (1) sayılı cetvelde belirtilenlere tahsis olunacak taşıtlar hariç, bütün taşıtların yan taraflarına "Resmi hizmete mahsustur" ibaresi yazılır.
Türk Silahlı Kuvvetlerine tahsis edilen taşıtlar bu madde hükümlerine tabi değildir.
Bu Kanun hükümlerinin uygulanmıyacağı haller:
Madde 15 - Genel veya kısmi seferberlik halleriyle harb hali, harb zamanı ve harb esnası hükümlerinin uygulanmasına Bakanlar Kurulunca karar verilmesi hallerinde askeri daire, birlik ve müesseseler tarafından kullanılacak taşıtlar hakkında bu kanun hükümleri uygulanmaz.
Cezalar:
Madde 16 - Bu kanunun şümulüne giren taşıtları her ne suretle olursa olsun tahsis olunduğu işin gayrisinde veya şahsi hususlarda kullananlar veya kullanılmasına müsaade edenler veya kanunda yazılı olduğu şekilde kullanılmış gibi gösterenler veya kanunen bir makama veya işe tahsis olunmadığı halde hakikatı tağyir ile bu taşıtlardan istifade eden ve ettirenler, bunların gidiş gelişine müsaadeedenler veya kanuna aykırı olarak numara ve plaka verenlerle kullananlar veya kullanılmaya elverişli olduğu halde ekonomik ömrünü doldurduğu bahanesiyle yenileyen veya yeniletenler veya bu hususlar için masraf tahakkuk evrakını hazırlıyan veya tasdik veya bunlara ait ita emirlerini vize edenler hakkında fiilin mahiyetine göre bir seneye kadar hapis cezası verilir. Bu yüzden hasıl olan masraf ve zararlar kendilerine teselsülen ayrıca tazmin ettirilir.
Tekerrürü halinde verilecek hapis cezası iki aydan aşağı olamaz.
Çeşitli hükümler:
Madde 17 - Çeşitli yardım yolları ile gelen her türlü taşıtlar tahsis olundukları hizmetlerde bu kanun hükümlerine göre kullanılır.
Ek Madde 1 - (30/5/1963 - 240 sayılı ek kanunun 3 üncü maddesi hükmü olup ek maddeye çevrilerek teselsül için numaralandırılmıştır.)
237 sayılı kanunla dış temsilciliklere tahsis edilen taşıtların, Hazine için daha tasarruflu olacağı Maliye Bakanlığının rızasına müsteniden -önceden tesbit edilecek memleketlerde- eski model taşıtların fiyat farkı ödenmek suretiyle, yenileri ile değiştirilmesine veya miadı dolmadan satılarak yenilerinin alınmasına Dışişleri Bakanlığınca karar verilebilir.
Bu yenilemenin yapılabilmesi için her yıl bütçesinin ilgili tertibine gereken ödeneğin konulması ve (R) cetveli formülünde gösterilmesi şarttır.
Geçici Madde 1 - Bu kanun yürürlüğe girdiği tarihte kurumların ellerinde bulunup bu kanuna göre:
a) Kullanılması menedilen taşıtların (5) inci maddede yazılı Bakanlar Kurulu kararı alındıktan sonra 3 ay içinde,
b) 7 nci maddeye göre hizmetin devam etmesi halinde vasıf ve şartları bu kanuna uymuyan taşıtların, olanları ile değiştirilinciye kadar, kullanılmalarına devam olunur ve bu şart tahakkuk ettirildikten sonra üç ay içerisinde Devlet Malzeme Ofisine teslim olunurlar.
Bu kanuna göre Devlet Malzeme Ofisine teslim olunan taşıtlar satılmadan önce usulü dairesinde kurumların veya Devlet dairelerinin ihtiyaçlarına tahsis olunur.
Bu taşıtlar Devlet Malzeme Ofisince kendi usullerine göre satılarak masrafları çıkarıldıktan sonra bedelleri kurum veya dairelerine ödenir.
Taşıtları müddeti içerisinde Devlet Malzeme Ofisine teslim etmeyenler, mevcut taşıtların şeklini veya istimal tarzını değiştirmek suretiyle kanun hükümlerine uydurmaya çalışanlar hakkında da 16 ncı maddedeki cezalar tatbik olunur.
Geçici Madde 2 - 3827 sayılı kanun hükümlerine veya bütçe kanunlarına bağlı
(R) cetvellerindeki formüllerine uygun olmayarak alınan ve Sayıştayca vizesi yapılmayan taşıtlardan alınmasına ve kullanılmasına kanunen cevaz verilmeyenler
Devlet Malzeme Ofisine iade olunurlar.
Bu kanuna uygun olanlarının da bir defaya mahsus olmak üzere vizeleri yapılır.
Geçici Madde 3 - Milli Birlik Komitesi emrine kurumlar veya dairelerce verilen taşıtlar üyelerince (1) sayılı cetveldeki taşıtlar gibi kullanılırlar.
Bu taşıtlar hizmetin hitamında ait oldukları daire veya kurumlarına iade olunurlar.
İade olunan taşıtlar bu kanun hükümlerine tabidir.
Madde 18 - 15/5/1940 tarihli ve 3827 sayılı Nakil Vasıtaları hakkındaki Kanun ek ve tadilleri ile birlikte kaldırılmıştır.
Madde 19 - Bu kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
Madde 20 - Bu kanunu Bakanlar Kurulu yürütür.
237 SAYILI ANA KANUNA İŞLENEMEYEN HÜKÜMLER:
1) 13/11/1996 tarih ve 4212 sayılı Kanunun geçici maddesi:
Geçici Madde 1 - Bu Kanunla tahsis edilen araçların plakalarına ilişkin esaslar.T.B.M.M Başkanlık Divanınca tespit edilir.



(1) SAYILI CETVEL
Aded Cinsi En az kullanma süresi
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı(...) (1) 2 Binek 5 Yıl
T.B.M.M Başkanlık Divanı üyeleri, Komisyon Başkanları ve Grup Başkanvekilleri (1) 50 “ “
Cumhurbaşkanlığı 10 “ “
Başbakan 2 “ “
Bakanlar 1 er “ “
Genelkurmay Başkanı 1 “ “
Kara, Deniz, Hava Kuvvetler Kumandanları 1 er “ “
Elçilikler ve daimi delegelikler(Yurtdışında bulundukları sürece) (2) 1 er “ “
Daimi Askeri Temsilcilikler Başkanlıkları(Yurtdışında bulundukları sürece)(2) 1 er “ “
Dışişleri Bakanlığı Genel Sekreterliği (3 1 “ “
Anayasa Mahkemesi Başkanı (4) 1 “ “
İl Valileri (5) 1 er “ “
Yüksek Hakimler Kurulu Başkanı 1 “ “
Yargıtay Başkanı (7) 1 “ “
Danıştay Başkanı 1 “ “
Sayıştay Başkanı (9) 1 “ “
Cumhuriyet Başsavcısı (10) 1 “ “
Danıştay Başkanunsözcüsü (11) 1 “ “
(1) Bu cetvelde yeralan "Birisi Senato Başkanı için" ibaresi, 13/11/1996 tarih ve 4212 sayılı Kanunun 1 inci maddesiyle kaldırılmış ve cetvele "Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı" ibaresinden sonra gelmek üzere "TBMM Başkanlık Divanı üyeleri, Komisyon Başkanları ve Grup Başkanvekilleri" ibaresi eklenmiştir.
(2) "ve daimi delegeler" ibaresi 30/5/1963 tarih ve 240 sayılı Kanunun 4 üncü maddesi ile eklenmiştir.
(3) "Dışişleri Bakanlığı Genel Sekreterliğine" ilişkin kısmı 30/5/1963 tarih ve 240 sayılı Kanunun 4 üncü maddesi ile 2 sayılı cetvelden bu cetvele nakledilmiştir.
(4) 27/8/1963 tarih ve 310 sayılı Kanunun birinci maddesi ile eklenmiştir.
(5) "İl valilerine" ilişkin kısım 15/6/1965 tarih ve 631 sayılı Kanunun birinci maddesiyle 2 sayılı cetvelden bu cetvele nakledilmiştir.
5/11/1968 tarih ve 1068 sayılı Kanunun 1 inci maddesi ile 2 sayılı cetvele eklenen "Yüksek Hakimler Kurulu Başkanlığı'na ilişkin kısım", 25/11/1969 tarih ve 1193 sayılı Kanunun 1. maddesi ile 2 sayılı cetvelden bu cetvele nakledilmiştir.
(7) ,(9),(10) 25/11/1969 tarih ve 1193 sayılı Kanunun 1.maddesi ile 2 sayılı cetvelden bu cetvele nakledilmiştir.
(11) Daha önce "Danıştay Başsavcılığı" şeklinde 2 sayılı cetvelde iken 25/11/1961 tarih ve 1193 sayılı Kanunun 1. maddesi ile bu ibare "Danıştay Başkanunsözcüsü" şeklinde değiştirilerek bu cetvele nakledilmiştir.



(2) SAYILI CETVEL
Aded Cinsi En az kullanma süresi
Başbakanlık (Yabancı misafirler için) 3 Binek 5 Yıl
Başbakanlık Müsteşarlıkları 1 er “ “
Askeri Yargıtay Başkanı 1 “ “
Üniversite Rektörleri 1 er “ “
Diyanet İşleri Başkanı “ “
Askeri Yargıtay Başsavcısı “ “
Genelkurmay 2 nci Başkanı ve (J) Başkanlıkları 1 er “ “
Kara, Deniz, Hava Kuvvetler Kurmay Başkanlıkları “ “
Ordu, Kolordu, Tümen, Donanma, Hava Kuvvet ve
Yurt İçi Bölge Kumandanlıkları 1 er “ “
Harb Akademileri Kumandanı 1 “ “
Jandarma Genel Kumandanı 1 “ “
General veya amiral rütbesi ile fiilen işgal edilen
diğer bütün makamlara 1 er “ “
Bakanlıklar Müsteşarları 1 er “ “
Emniyet Genel Müdürlüğü 1 “ “
Ankara, İstanbul, İzmir Emniyet Müdürlükleri 1 er “ “
Kaymakamlıklar 1 er (Arazi binek) “
Emniyet daireleri (Kullanılması zaruri olan taşıtların adedi, cinsleri ve müddetleri Bakanlar Kurulunca belirtilir.)

237 SAYILI KANUNDA EK VE DEĞİŞİKLİK YAPAN MEVZUATIN YÜRÜRLÜKTEN
KALDIRDIĞI KANUN VE HÜKÜMLERİ GÖSTERİR LİSTE
Yürürlükten Kaldıran Mevzuatın
Yürürlükten Kaldırılan Kanun ------------------------------
veya Kanun Hükümleri Tarihi Sayısı Maddesi
---------------------------------------- -------- ------ -------
5/1/1962 tarih ve 237 sayılı Kanunun 12 nci maddesinin
2 nci fıkrası "elçiliklerin taşıt işletme ve
onarma masrafları şahıslarına aittir" hükmü 30/5/1963 240 5

237 SAYILI KANUNA EK VE DEĞİŞİKLİK GETİREN MEVZUATIN
YÜRÜRLÜĞE GİRİŞ TARİHİNİ GÖSTERİR LİSTE Kanun Yürürlüğe
No. Farklı tarihte yürürlüğe giren maddeler giriş tarihi


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

ads2